Cevap yok. Haliyle gerçek de yok. Kalabalık var gürültü var kelime var abartı var mağduriyet var  trajedi var ama ne gerçek ne de cevap var. Artık ne daha fazla soru sormaya ve ne de daha fazla boğuşmaya gerek kalmadı. Bir tık, bir sms, bir göz kırpma farketmeksizin konunun evrileceği yer en başta oluşan boşluktan yani sorundan yine  bir tık, bir sms, veya bir merhaba fazlası olacak. Sorun karmaşık gibi görünse de bana kalırsa kabarık. Tıpkı iktisat ilminde meydana gelen slumpflasyon durumu gibi. Değeri düştükçe artan anlam maliyeti, karşında gerçek bir cevap olmaksızın abartıyla büyük laflarla iddia edilen kavramların cevapsızlık karşısında böbürlenmesini yaşıyoruz.

 Cevap yok. Sustum. Asaletimden de değildi. Bir iddia da söz konusu değil. Defalarca hakkımda yazan ve konuşanlara verilecek bir dolu cevap vardı elbet. Yaptığım fenalıklardan bahsettiler, kırılan kalplerini ve gururlarını anlattılar. Naçiz yaşamımda gerçekten tek bir kişiden samimiyetle özür diledim ve ne mutludur ki affedildim. Sizden de özür dileyebilirim. İhtiyacınız olan ne varsa karşılarım maddi-manevi. Eğer gerçekten bana ihtiyacınız varsa yine elimi uzatırım. Uzun uzadıya anlatmamı isteyen olursa da anlatırım. Buraları bıraktım yapmamam gerektiği öğütlerine rağmen. 2013 yılında bir kitap çıkardım ve sonra yazmak ve yaşamak arasında tercih yaptım. İstikrar ne adımla ne soyadımla yan yana gelmeyecek kadar uzak. Yazmaya devam edebilseydim bugün şair etiketimi hala taşıyabilirdim. Yaşam sanal olarak veya satır aralarında pek tatmin edici durmuyordu zira. Seçimim bana mutluluğu ve acıyı deneyimleri verdi. Haddimi aşmış olabilirdim. Adam olmak boyumu aştı çünkü. Başaramadım. Denemedim bile. Yaşamak her nasılsa bir illüzyon, bir yanılsama en fazla keyif veren başka bir kopyaydı.  Yanıltmış, kızdırmış, kalp kırmış olabilirim.  Ama yanıldığım gibi yanıltmış olmaktan keyif duyarım zira aldığım ders büyüktü. Çok pahalıya patladı ama değerdi. 35 yaşında insana yaklaştım.


 Küresel dünya dini bittabi iç dünyamızı da ele geçirerek, yüreğimizde ne varsa söküp aldı. Artık moda sıradan olmak. Klişe o kadar rağbet gördü ki artık bir stil oluverdi nasılsa. Ve nasılsa mizah o kadar vasat ki gülümsemek için şamataya gerek yok; porsiyonumuzun bir parçası. Yaşamın irdelenecek kısmında da bazı konular dokunulmayacak sabitler değerini muhafaza ediyor olabilirdi taa ki biz -ben- onu delip geçene dek. Ne işe yarardı bu sabitler? Şahsi kanaatim bizi hayata bağlar ya da en azından savrulmamızı engellerdi. Ne işe yarardı bu sabitler tıpkı mitler ve teamüller gibi bizi geçmememiz gerek sınırların dışında telafisi mümkün olmayan hatalardan alıkoyardı. Duvarları yıkmaktan hep bahsetmiş uzaktan taş atar gibi deyişler düzmüştüm devinim göstermeyen kavramlara. Acının beni ittiği  dehlizlerde o duvarlar ne yazık ki üzerime yıkıldı ve ezildim. Söylediğim sözlerden çok söyleyemediğim sözlerden elem duydum. Yanlış tercihlerin beni alıkoyduğu endişe ve kaygılarla boğuştum. Çok geç adam oldum amiyane tabirle. İnsan olmanın bu kadar çok çaba gerektirdiğini bunca metamorfozdan ve değişimden sonra anlamak acınası bile olsa minnettarım. 

  Yazarken yaptığım sık hatalardan birine daha düşerek konuyu biraz havada ve biraz içi boş bırakıyorum. Bu bende hep bir eksiklikti ama artık duygularımı daha net ifade edebildiğimi anlamışsınızdır. Blog ve Facebook ortamında bulunan yazıların bir çoğuna ulaşamayacaksınız. Bir çoğunda kurgusal ve edebi hatalar hatta bazılarında etik olmayan cinsiyetçi tespitler olduğuna hemfikiriz. Başladığım yere geri döndüm ve tekrar sadece burada yayınlanmak üzere paylaşımlarda bulunacağım. Kitabı soran arkadaşlarım ve okuyucularım için bir link bırakacağım  buradan kitabın PDF formatında bulabileceksiniz. Unutmadan bu kitapta 2013  yılından önce yazdıklarım var. Birikmiş yedi seneyi daha paylaşacağız. Sağlıcakla kalın.



https://drive.google.com/file/d/1wpbogcu1XHgRUaIQozX7LqeH7OcL_sIQ/view?usp=sharing







Hiç yorum yok:

 Beydağı... ...ve kabul görmüş bunca beyhude düş içinde bunca kar bunca kıyamet çokça istikraz ve karşılığında yeksan olmuş iraden ile sürüy...

İletişim

Ad

E-posta *

Mesaj *